• YARIM ALTIN
    18.717,00
    % -0,37
  • AMERIKAN DOLARI
    42,4444
    % 0,16
  • € EURO
    48,9241
    % -0,07
  • £ POUND
    55,6778
    % 0,27
  • ¥ YUAN
    5,9746
    % 0,35
  • РУБ RUBLE
    0,5401
    % 1,59
  • BITCOIN/TL
    3577097,541
    % -1,69
  • BIST 100
    10.922,86
    % -0,52

Diyabet ‘Geliyorum’ Dediğinde: Erken Uyarı Sinyalleri ve Korunma Yolları

Diyabet ‘Geliyorum’ Dediğinde: Erken Uyarı Sinyalleri ve Korunma Yolları

Diyabet: Çağımızın Sessiz Tehdidi

Diyabet, modern yaşamın en yaygın sağlık sorunlarından biri haline geldi. Kontrolsüz diyabet, bir dizi ciddi sağlık komplikasyonuna yol açabilir. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ela Temeloğlu, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü vesilesiyle, diyabetin neden bu kadar hızla yayıldığını, sıklıkla göz ardı edilen belirtilerini ve erken teşhisin önemini vurguladı.

Gizli Şeker: Tehlike Çanları Ne Zaman Çalıyor?

Prof. Dr. Temeloğlu, diyabetin sinsi bir hastalık olduğunu ve birçok kişinin yıllarca farkında olmadan yaşayabileceğini belirtiyor. Erken dönemde dikkat çeken bazı belirtiler ise şöyle:

  • Ani kilo kaybı
  • Aşırı susama
  • Sık idrara çıkma
  • Halsizlik ve yorgunluk
  • Gece gelen açlık krizleri ve tatlı isteği
  • Ağız kuruluğu ve kötü ağız kokusu

Bu belirtiler, diyabetin habercisi olabilir ve görmezden gelinmemelidir. Erken teşhis, hastalığın ilerlemesini önlemek açısından kritik öneme sahiptir.

Prediyabet Dönemi: Kaçırılmaması Gereken Fırsat

Diyabetin genellikle 5-6 yıllık bir ön dönemi olduğunu belirten Prof. Dr. Temeloğlu, bu prediyabet döneminin sıklıkla gözden kaçırılabileceğini ifade ediyor. Erken tanı, diyabetin yol açabileceği komplikasyonları önlemek için hayati bir fırsat sunar. Özellikle damar sistemini etkileyen komplikasyonlar, prediyabet döneminde başlayabilir. Ayrıca, pankreastaki beta hücrelerinin korunması, diyabetle yaşam süresini uzatır, çünkü bu hücrelerin zarar görmesi tedavi şansını azaltır.

Gözden Kaçan Sinyaller: Diyabet Nasıl Ortaya Çıkabilir?

Diyabet bazen doğrudan komplikasyonlarla kendini gösterebilir. Prof. Dr. Temeloğlu, retinopati gibi göz rahatsızlıkları, uyuşma ve karıncalanma gibi nöropatik ağrılar veya böbrek yetmezliğinin diyabetin belirtisi olabileceğine dikkat çekiyor.

Diyabet 'Geliyorum' Dediğinde: Erken Uyarı Sinyalleri ve Korunma Yolları

Nöropatik Ağrılar ve Diğer Belirtiler

Prof. Dr. Temeloğlu, nedensiz nöropatik ağrıları, göz problemleri veya böbrek değerlerinde bozulma olan hastaların mutlaka diyabet açısından değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Kadınlarda sık görülen vajinal mantar enfeksiyonları, tekrarlayan ayak mantarı enfeksiyonları da diyabetin işareti olabilir. Gençlerde koltuk altı, kasık gibi vücut kıvrımlarında görülen renk koyulaşmaları ise insülin direncinin belirtisi olabilir ve dermatoloji uzmanlarına başvurmak yerine diyabet olasılığı da düşünülmelidir.

40 Yaş Üstüyseniz Belirti Beklemeyin: Kontrollerinizi İhmal Etmeyin

Yaş ilerledikçe insülin üretiminin azaldığını belirten Prof. Dr. Ela Temeloğlu, özellikle 40 yaş üstü kişilerin belirti olmasa bile yılda bir kez açlık kan şekeri, HbA1c ve idrar testlerini yaptırmasını öneriyor. Diyabet, genetik yatkınlık taşısa bile önlenebilir bir hastalıktır. Tip 1 diyabet genellikle genetik ve bağışıklık sistemiyle ilişkiliyken, daha yaygın olan Tip 2 diyabet genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin birleşimiyle gelişir. Sağlıklı beslenme, kilo kontrolü ve düzenli egzersizle genetik yatkınlığı olanlar hastalığın gelişimini önleyebilir. Düzenli sağlık kontrolleri, kan şekeri düzeylerinin takip edilmesi ve risklerin erken fark edilmesini sağlar.

Diyabetten Korunma Yolları: Sağlıklı Yaşamın Önemi

Genetik yatkınlık olmasa da diyabet gelişebilir. Prof. Dr. Ela Temeloğlu, en önemli nedenin insülin direnci olduğunu ve bu durumun çoğunlukla obeziteye bağlı geliştiğini belirtiyor. Obeziteye karşı sağlıklı ve dengeli beslenmek, karbonhidrat ve şeker tüketimini sınırlandırmak, mümkünse şekeri tamamen hayatımızdan çıkarmak önemlidir. Düzenli bir yaşam tarzının da önemi büyüktür. Sabah ve akşam belirli saatlerde uyuyup uyanmak, hormonal dengeyi korur. Haftada en az üç gün yürüyüş yapmak, egzersizler kas kütlesini korur ve diyabet riskini azaltır. Stresten uzak durmak, paketli gıdalardan kaçınmak ve özellikle akşam 19.00’dan sonra şekerli, kalorili yiyecekler tüketmemek gereklidir.

Hastalığı Yönetmek Artık Daha Kolay

Diyabette tedavinin kişiye özel planlanması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Temeloğlu, hekimin hastayı iyi tanıması ve tedavi sürecini hastayla birlikte planlaması gerektiğini söylüyor. İnsülin tedavisi her hasta için uygun olmayabilir, bu yüzden insülin kullanması gereken hastayı doğru seçmek önemlidir. Diyabet tedavisi ve takip yöntemlerinde artık çok sayıda ilaç, insülin pompası ve sürekli glikoz ölçüm cihazı gibi teknolojiler hastaların yaşamını kolaylaştırıyor. Ancak tedavinin başarısı, hastanın bilinçli ve istekli olmasına bağlıdır. Kişi, kan şekerini etkileyen faktörleri tanımalı ve kendi vücudunu iyi gözlemlemelidir. Diyabet, kronik ama kontrol altına alınabilir bir hastalıktır. Düzenli takip, doğru tedavi ve sağlıklı yaşam ile kaliteli bir yaşam sürdürülebilir.

Haber Al