Balıkesir’de Halı Tamircisi Deprem Sonrası Kedisiyle Karavanda Çalışıyor

Gundughdi’den Sındırgı’ya Uzanan Bir Yaşam

İran’ın Gundughdi köyünde dünyaya gelen Yusuf Öztürk, çocukluk döneminde halı tamiratıyla tanıştı. Ülkesindeki ekonomik zorluklar nedeniyle yaklaşık 10 yıl önce Türkiye’ye göç eden Öztürk, İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde bu zanaatını sürdürdü.

Yağcıbedir Halılarıyla Sındırgı’da Yeni Bir Başlangıç

2018 yılında coğrafi işaretli Yağcıbedir el halılarıyla ünlü Balıkesir’in Sındırgı ilçesine yerleşen Öztürk, burada kendi işyerini açtı. Yıpranmış halı ve kilimleri büyük bir ustalıkla onaran Öztürk, kısa sürede bölgede tanınan bir isim haline geldi.

Depremler Hayatı Değiştirdi

Ancak, Sındırgı’da 10 Ağustos ve 27 Ekim tarihlerinde meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki depremler, Yusuf Öztürk’ün hayatını kökten değiştirdi. Sarsıntılar nedeniyle iş yerinde çalışamaz hale gelen Öztürk, çareyi karavana taşınmakta buldu.

Karavan, Yeni İş Yeri ve Yuva

Depremlerin ardından yaşadığı zorlukları anlatan Öztürk, psikolojilerinin bozulduğunu ve iş yapamaz hale geldiklerini belirtti. Evlerde ve dükkanlarda güvende hissedemediklerini söyleyen Öztürk, karavanı hem yaşam alanı hem de iş yeri olarak kullanmaya başladı.

Balıkesir'de Halı Tamircisi Deprem Sonrası Kedisiyle Karavanda Çalışıyor

“Yaşamak ve çalışmak zorundaydık. Karavan fikri aklımıza geldi. Şimdi hem yaşıyorum hem çalışıyorum. Karavan küçük ama güvenli,” diyen Öztürk, en azından sağlam bir yerde uyuduklarını ve binaların yorgunluğundan kurtulduklarını ifade etti.

Depremzede Kediyle Yeni Bir Hayat

Depremin ardından annesini kaybeden bir kediyi de sahiplenen Yusuf Öztürk, hayvan sevgisini de gösterdi. Kediyi veterinere götürerek tedavi ettiren Öztürk, şimdi onunla birlikte karavanda yaşıyor.

“Bir kedi buldum, ölmek üzereydi. Veterinere götürdüm, tedavisini yaptırdım. Şimdi benimle yaşıyor. Onlar da bizim kadar mağdur,” şeklinde konuşan Öztürk, depremin etkilediği tüm canlılara dikkat çekiyor.

Huzur ve Güven Arayışı

Karavanın dar bir alan olmasına rağmen huzurlu olduğunu belirten Öztürk, doğaya da şehre de gidebilme özgürlüğünün tadını çıkarıyor. En önemlisinin güven hissi olduğunu vurgulayan Öztürk, binalarda kendini güvende hissetmediğini dile getirdi.