Asgari Ücret Zammı Senaryoları: Çalışanları Bekleyen Rakam

Asgari Ücret Beklentisi ve Ekonomik Göstergeler

Milyonlarca çalışanın gözü, yeni asgari ücret zammına çevrilmiş durumda. Yılbaşına kısa bir süre kala, çalışanların önceliği hediye telaşı veya yeni yıl planları değil, geçim sıkıntısı. Artan enflasyon karşısında maaşlarının ne kadar olacağı, en önemli gündem maddesi haline geldi.

Bekar bir çalışanın dahi geçinmekte zorlandığı günümüzde, evli ve çocuklu ailelerin durumu daha da kritik bir hal alıyor. Asgari ücret, sadece bir maaş olmanın ötesinde, sosyal yardımlardan işsizlik maaşına, borçlanmalardan cezalara kadar pek çok ekonomik unsuru doğrudan etkileyen önemli bir gösterge konumunda.

Enflasyonun Asgari Ücretlilere Etkisi

SGK uzmanı İsa Karakaş’ın Türkiye Gazetesi’ndeki köşe yazısına göre, 2024’te resmi enflasyon %44,38’e ulaştı. 2025 için öngörülen %30’luk zam, bu kaybı telafi etmekte yetersiz kaldı. Net asgari ücret 17.002 TL’den 22.104 TL’ye yükselmesine rağmen, sürekli artan fiyatlar karşısında bu artış hızla eridi.

Ocak ayında %5,03 ve Temmuz ayında %16,67 olarak gerçekleşen enflasyon, çalışanların alım gücünü geçen yılın dahi altına düşürdü. Orta Vadeli Program’daki enflasyon hedefinin %28,5’e yükseltilmesi ve Merkez Bankası’nın TÜFE tahminini %31-33 aralığına çekmesi, geleceğe dair belirsizliği artırıyor.

Açlık Sınırı Alarm Veriyor

Türk-İş’in Ekim ayı verileri, çalışanların ekonomik durumunun ciddiyetini gözler önüne seriyor. Açlık sınırı 28.412 TL’yi aşarken, bekar bir çalışanın aylık “yaşama maliyeti” 36.984 TL’ye yükseldi. Mevcut asgari ücret ile bu rakam arasındaki fark ise 14.880 TL.

İsa Karakaş’ın değerlendirmesine göre, yaşama maliyeti her ay artış gösteriyor ve Şubat ayında (yeni asgari ücret alındığında) 40.000 TL seviyesini geçmesi bekleniyor. Bu durum, açıklanacak yeni asgari ücretin dahi açlık sınırının altında kalabileceği endişesini taşıyor.

Asgari Ücret Zammı Senaryoları: Çalışanları Bekleyen Rakam

Asgari Ücret Komisyonu ve Temsil Sorunu

Asgari ücret belirleme sürecindeki en büyük eleştirilerden biri, temsil sorunu. Komisyon üyelerinin hiçbirinin asgari ücretle geçinen bir çalışan olmaması, kararların çalışanlar lehine şekillenmesini zorlaştırıyor.

Çalışanların yaklaşık %45’inin asgari ücret aldığı bir ülkede, milyonların kaderini belirleyen komisyon, yüksek faiz baskısı, döviz kuru hassasiyeti, ihracat kaygıları ve istihdamı koruma endişeleriyle hareket ediyor.

Bu nedenle, 2026 için belirlenecek yeni ücretin de açlık sınırının altında kalacağı öngörülüyor. Komisyon yapısının genişletilmesi bile sonuçları değiştirmekte yetersiz kalabilir, zira eşit oy durumunda başkanın oyu belirleyici oluyor.

Masadaki Son Rakam: 27-30 Bin TL

Asgari ücret zammı için kulislerde konuşulan ilk rakamlar, açlık sınırının altında kalacak şekilde 27.000 – 30.000 TL aralığında olabileceği yönünde.

Bu tutar, Türk-İş’in Şubat ayı için öngördüğü 40.000 TL’lik yaşama maliyetinin oldukça altında kalıyor. Çalışanlar, geçim sıkıntısının daha da derinleşmesinden endişe ediyor.