CHP’li Gül Çiftçi’den Bomba İddialar: İddianamenin Şifreleri Arena’da Çözüldü

Sözcü TV’de Gündem: CHP İddianamesi Masaya Yatırıldı

Türkiye’nin nabzı Sözcü TV’de tutulmaya devam ediyor. Usta gazeteci Uğur Dündar’ın sunduğu Arena programında siyaset ve yargı dünyasının gerçekleri tüm çıplaklığıyla tartışıldı. Programın konuğu olan CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi, tartışma yaratan iddianamenin perde arkasını ve sürecin kritik detaylarını canlı yayında açıkladı.

Çiftçi’den Sert Eleştiriler: “CHP Hedefte!”

Gül Çiftçi, iddianamenin delil sunmaktan ziyade siyasi bir kurgu olduğunu savunarak, “İddianameye baktığımızda, delilleri ortaya koymaktan veya iddiaları çözümlemekten çok, siyasi bir plan görüyoruz. Bütünü değerlendirdiğimizde, Cumhuriyet Halk Partisi’nin doğrudan hedef alındığı bir iddianameyle karşı karşıyayız,” ifadelerini kullandı.

Seçim Sonrası Baskılar ve Tutuklamalar

Sürecin 31 Mart 2024 yerel seçimleriyle başladığını belirten Çiftçi, “Her şey 31 Mart 2024 seçimleriyle başladı. CHP’nin birçok belediyeyi kazanmasının ardından Cumhurbaşkanı ‘silkeleyin’ talimatı verdi. Ekim 2024’te başsavcı atamasıyla süreç farklı bir boyut kazandı. Önce Ahmet Özer tutuklandı, bugün tahliye edildi. Ancak 13 aydır Esenyurt’taki seçmenlerinden uzaktı. Bu nedenle tutuksuz yargılamanın esas olması gerektiğini savunuyoruz,” dedi.

İddianamedeki Belirsizlikler ve Tanık İfadeleri

İddianamenin tamamen tanık anlatımlarına dayandığını vurgulayan Çiftçi, “4 bin sayfalık iddianamede ‘hatırladığım kadarıyla’, ‘duyduğuma göre’ gibi ifadeler somut bir delile dayanmıyor. 15 gizli tanık var. Genel Başkanımızın ‘Çınar oldu İlke’ demesi üzerine beş dakika geçmeden yalanlama geldi. Bugün düzeltip ‘Çınar değil Meşe’ dedi. Bakın, 24 saat geçti hala bir yalanlama yok. Partimiz de HSK’ya başvurdu,” şeklinde konuştu.

“Teşekkür Konuşması Bile İddianamede!”

• Etkin pişmanlık üzerine kurulan bir iddianame olduğu belirtildi.
• Etkin pişmanlığın yanlış uygulandığı ve siyasi hedef güdüldüğü iddia edildi.
• İddianamede CHP’nin geniş bir şekilde anlatıldığı ve Genel Başkan’ın teşekkür konuşmasının bile yer aldığı vurgulandı.

Çiftçi ayrıca, “1200 telefon iddiası, KİPTAŞ’tan 100 ev iddiası, valizlerle para taşındığı yönündeki haberler iddianamede yer almıyor. O gün itibar suikastına uğramıştık,” dedi.

Bağış Davası ve Rüşvet İddiası

İstanbul İl Binası ile ilgili yürüyen bir davanın olduğunu hatırlatan Çiftçi, “O dava, il binası alımında siyasi partiler kanununa aykırı bağış toplanması sebebiyle açıldı. Ortada somut bir durum yokken, bu iddianamede konu rüşvet olarak değerlendiriliyor. Bağışı aşan limitte bağış toplandı şeklinde açılan dava nasıl oluyor da rüşvete dönüşüyor? Bu çelişki ortada ve rüşvet iddiası delillendirilmemiş,” ifadelerini kullandı.

Kapatma Davası Endişesi ve Demokrasi Vurgusu

Çiftçi, iddianamenin demokrasiye yönelik bir tehdit oluşturduğunu belirterek, “Buradaki hedefin demokrasimiz olduğu o kadar açık ki, kapatma davasına yönelik adımlar atılıyor. İddianameyi incelediğimizde, bazı bölümleri çok tehlikeli bulduk. Bir partinin iç işlerine karışan hususlar var. İmamoğlu’nun kurultayda Özgür Özel’i desteklemesi bile suçlanıyor. Bu özgür bir tercihtir, demokrasi budur. Ülkeyi seçimsiz hale getirme yöntemi ise, demokrasimize engeldir. İddianameye genel olarak baktığımızda, hedefte kocaman bir CHP görüyoruz,” şeklinde konuştu.

Savcılığın Yargıtay’a Yazısı: Kapatma Çağrısı mı?

İddianameyi ilk gördüklerinde partiyi kapatma girişiminde bulunulduğunu düşündüklerini ifade eden Çiftçi, “Savcılık hemen yalanlama yaptı. Ertesi gün savcılıktan Yargıtay’a yazılan metin elimize geçti. Anayasa’nın 68-69. maddeleri, Siyasi Partiler Kanunu’nun 101. maddesi zikredilerek gereğinin yapılması isteniyor. Açıkça kapatma davası açın deniliyor. Başsavcılığın Yargıtay’a yazısı bir kapatma çağrısıdır,” dedi.

Sayıştay Raporlarına Atıf Yok

CHP’li belediyelerin Sayıştay müfettişlerinin yoğun denetimi altında olduğunu vurgulayan Çiftçi, “CHP’li Belediyeler silkeleme talimatından önce de sonra da çok baskı altında. İddianamede yurtdışı kredilerinin başka siyasi işlere harcandığına ilişkin bir kısım var. Bu krediler defalarca Sayıştay denetimine tabi oldu. Bugüne kadar kimse bir şey bulamadı. Şimdi siz bunu konu ediyorsunuz. Sayıştay raporuna tek bir atıf bile yok,” diyerek sözlerini tamamladı.

Çiftçi son olarak, ülkede adalete olan güvenin azaldığını ve adaletin herkes için hayati öneme sahip olduğunu vurguladı.

Haber Al